BİRBİRLERİNİ YOK EDEN PARÇACIKLAR VE ANTİ MADDE
KAVRAMI
Madde, sadece etrafında gördüğümüz
cinsten ibaret değildir.Bir de bunun tamamen zıt özelliklerine sahip
tersine çevrilmiş şekli vardır.Buna, Karşı madde veya Anti madde
diyoruz.Atomları teşkil eden parçacıkların da her birine mukabil birer karşı
parçacık bulunur.
Karşı parçacıklar, asıl
parçacıklarla tamamen zıt özelliklere sahip olmakla birlikte, birini diğerinden
ayırt etmek imkansızdır.Zira gerek asıl parçacık, gerekse karşı parçacık, aynı
kütleye sahiptir ve kendi dünyalarında aynı işi görürler.Zıt özellikler elektrik
yükünde ve bazen kendi etrafındaki dönüş istikametleridir.(Spin).Mesela pozitif
yüklü bir parçacığın anti maddesi negatif yüklüdür; proton ile elektron arasında
olduğu gibi, bunların arasında bir kütle farkı bulunmaz.Protonun karşı maddesi
olan anti protonun, tıpkı proton gibi, elektrondan 1836 defa daha büyük
kütlesi, fakat elektron gibi negatif yükü vardır.Elektronun anti maddesi olan
anti elektron (bu karşı parçacık ekseriyetle pozitron adıyla bilinir.) yine
elektronla aynı kütleye sahiptir, fakat pozitif elektrik yükü bulunur.
Anti madde
fikri, 20. yy’ın ilk çeyreğinde teorik olarak ortaya atılmıştı.1921’de ilk
pozitronun uzaydan gelen kozmik ışınlar arasında keşfedilmesiyle teori
ispatlanmış oldu.Daha sonra 1955’te anti proton, müteakip sene içinde de anti
nötron gözlendi.
Hiç değilse civarımızda böyle bir
şeye imkan bulunmadığı kesinlikle bilinmektedir.Eğer dünyamızın etrafında dönen
ay anti maddeden oluşmuş olsaydı, aya ayak basan astronotlardan eser
kalmazdı.Merih,Mars gibi uzay aracı gönderdiğimiz gezegenlerde bildiğimiz
atomlardan teşkil edilmiştir.Çünkü eğer anti atomlardan teşkil olsaydı, uzay
araçları sağlam kalmazdı.Daha uzak gezegenler için de aynı durum bahis
konusudur.Çünkü dünyamız gibi, bütün güneş sistemi gezegenleri güneş rüzgarı
yağmuruna tutulmaktadırlar.Güneş rüzgarlarının parçacıkları, anti maddeden
yapılmış bir gezegene çarpar çarpmaz karşılıklı bir yok olma hadisesine
sebebiyet verecekler ve bu olayın tesirleri dünyamızdan takip edilebilecekti.
Ancak bizden çok uzaklardaki
galaksiler için aynı şeyi aynı rahatlıkla söyleyemeyiz.Normal birer galaksi
olarak gözlediğimiz bu yıldız topluluklarından bir kısmının, etrafımızdaki madde
cinsinden yapıldığını gösteren ne kadar delil varsa, anti maddeden yapılmış
olabileceklerine de o kadar ihtimal vardır.Şimdiki imkanlarımızla aradaki farkı
ölçmek mümkün değildir.Çünkü bu galaksilerden bize ulaşan parçacıklar, foton,
nötrino ve graviton adlı parçacıklardan ibarettir.Bunlardan Fotonun kendisi ve
karşı parçacığı aynıdır, birbirlerinden ayrılmaz.Dolayısıyla bu parçacığın
bildiğimiz maddeden mi, yoksa karşı maddeden mi kaynaklandığını ayırt etmek
imkansızdır.Nötrinoyu hem yakalamak, hem de nötrino ile anti nötrino arasındaki
farkı ayırt etmek oldukça güçtür.Gravitona gelince, çekim kuvvetini taşıyan bu
parçacığı tespit etmek bile mümkün olmamıştır.Kaldı ki bu parçacığın da kendi
kendisinin antimaddesi olduğu sanılmaktadır; bu bakımdan graviton üzerinde de
bir madde veya karşı madde izi teşhis etmeye imkan yoktur.
Bir karşı galaksinin, bildiğimiz galaksilerden emniyetli bir mesafede bulunması mümkün olabilir.Fakat böyle bir galaksiye veya bir dünyaya bizim alemimizden bir maddenin girmesi, anında yok olması demektir.Dünyamız, karşı madde için ne kadar emniyetsiz bir yer ise, bir anti dünya da bizim için o kadar emniyetsizdir.Ancak böyle bir dünyada, kendi şartları içinde her şey düzenli gider, hatta gerekli şartların mevcudiyeti halinde hayat da olabilir.Buraya kadarki anlattıklarımızdan anlaşılacağı üzere, aradaki fark sadece simetri farkından ibarettir.Bu ise bir elimiz yerine diğerini, bir gözümüz yerine diğerini düşünmek veya kendimizi aynada görmek gibi bir şeydir.
Kaynak: Yeni Asya Yayınları